Tusi | Özlem Eylül Öz

10 Ağustos 2018 yonetici

Sensiz yoksulluğumuz soysuz,
hadsiz hudutsuz durgun dünya,
sözlerimizde esenlik yok.

Kapıda ki Martı | Emine Dal

10 Ağustos 2018 yonetici

Bir gün kapımız çalınsa. Elinde fincanıyla gelen bir martı olsa ve bir fincan hayal istese ne yapardık? Martının kapıyı çalmasına mı şaşırırdık, yoksa bir fincan hayal istemesine mi?

Sonlu Günler | Mahmut Yıldırım

10 Ağustos 2018 yonetici

İnsanlarla sevgi bağı kurmayı, güzelliklerle dolu anlamlı dakikalar yaşamayı, birlikte beslenen duyguları paylaşmayı, nice yıllar içimizde bütünleşen gönüllerin birleşmesi halini, sevmeyi.

Sebep | Tekin Türegün

10 Ağustos 2018 yonetici

Havuzun başında kimse oturmuyor. Banklar boş, havuz boş… Ayakkabı boyacıları işe çıkmamış. Pamuk helva arabası naylonla sıkı sıkı sarılı.
Martılar dönüp duruyor balıkhanenin üzerinde. O kadar çoklar ki… Martılar…

Peki Neydi Mutluluk | Nüket Ceylan

10 Ağustos 2018 yonetici

“Violetleduc” adlı yazarı anlatan filmde Simone de Beauvoir şöyle der,”Edebiyat ‘dan daha iyi bir kurtuluş yolu tanımıyorum.’ Evet yazmaktan daha iyi bir kurtuluş yolu yok ; resim yapmaktan da.

Ustamdan Gizli | Nazlı Akçura

10 Ağustos 2018 yonetici

Ustamdan gizli, dükkândan aşırdığım fotoğraf makinesini ve üçayak sehpayı yolun başına kurduğumda nasıl da heyecanlıydım. Son on gündür olduğu gibi o gün de sokağın başından aşağıya doğru yürüyeceğini biliyordum.

Masadakiler | Mahmut Uçan

10 Ağustos 2018 yonetici

Bu hayatta her şeyin ama her şeyin bir zamanı vardır. Buna kaybetmekte dahildir. Bu günlerde bu denli pervasızca hareket etmelerinin sebebi kaybetme zamanına ya gelmemiş olmaları ya da o zamanın anlamını yaşamamış olmalarıdır.

Satir | Aysu Altaş

7 Ağustos 2018 yonetici

Şimdi bana söyleyin, siz de şu karşımızda duran ahşap masanın, krem rengi duvarın, duvarda asılı birkaç tablonun arasına karışarak onların efendisi olan kaosu seziyor musunuz?

CENNET | FIRAT DEMİR

7 Ağustos 2018 yonetici

Masum uykusu tokat ve bağrış sesleriyle bölündü küçük Arif’in. Alışkın olduğu bu bağrış ve tokat seslerini duymazdan gelmek istiyor ve uykusuna devam etmek istiyordu. Rüyasında da tam oyuncaklar diyarına gitmişti.

Annem “Sen uyuyana kadar yanındayım” der ve saçımı okşayarak uyuturdu beni. Elleri, saçlarımın arasında gezinmeye başladığı vakit, aklımın uçsuz bucaksız yemyeşil çimenliğinde de kelebekler uçuşmaya, kuzular otlamaya doğrulurdu.