Edebiyat tarihine damga vurmuş bazı isimler. Şimdi bilinseler de yaşadıkları dönemde tanınmayan veya kıymeti bilinmeyen isimlerin kimler olduğunu okuyunca “Dâhilerin kıymeti öldükten sonra anlaşılır” sözü size daha anlamlı gelecektir.
Sivas Katliamı‘nda hayatını kaybeden şair Metin Altıok için bir araya gelen ve onun şiirlerinin bestelerinden oluşan hayli kapsamlı bir saygı albümü.
Ahmed Arif’in Cemal Süreya’ya “Cemo Baboş, Cemo Kurban” diye seslenerek başladığı, 1966-1970 yılları arası gönderdiği özel mektuplardan oluşan “Cemal Süreya’ya Mektuplar”, Fikret Otyam’ın önsözüyle Alaca Yayınları’ndan çıktı.
Şiirlerinin yanı sıra çağdaş Alman romanının öncüsü sayılan Malte Laurids Brigge’nin Notları adlı eseriyle de ün kazanan Rilke, ekonomik bunalımların ve kapitalist gelişmelerin belirlediği sanattan uzak bir çağın içinde yetişmiş
Türk öykücülüğüne kendine has bir bakış ve dil işçiliği getiren Vüs’at Orhan Bener, edebiyatımızın en önemli kalemleri arasında yer alır.
Edebiyatımızın en önemli kalemlerinden Sabahattin Ali, sıklıkla irdeleyip eleştirdiği toplumsal yapıyı eserlerinde ince ince işlemiştir. Bu eserlerinden birisi; İçimizdeki Şeytan.
Edebiyatımızın en kıymetli yazarları arasında yer alan Cemil Kavukçu, yarattığı öykülerinde önemli bir yazınsal süreç yaratır. Onun yapıtlarında karşımıza çıkan dünya her zaman için yaşayan ve nefes alıp veren birikimlere sahiptir.
1930 İstanbul doğumlu olan yazar ve aynı zamanda felsefeci erkek yazarlarımızdandır. Türk roman, öykü ve deneme yazarı olarak geçer kaynaklarda.
“Ne zaman bir dosta gitsem, evde yoklar” deyip, sonra dostlarıyla bir ateş cehennemindeyken “Yaşamak görevdir bu yangın yerinde / Yaşamak, insan kalarak” diyebilen, özlemi 21 yıldır içimizi yakan bir güzel insanı, Metin Altıok’u anlattık sizler için…
Leyla Erbil, görünenin ardındakiyle ilgileniyor, insan ruhunun en tekinsiz sokaklarında korkusuzca dolaşıyordu.