Tanrı bize cennette vaat ettiği şarabı Niçin haram etsin bu dünyada, akla sığar mı? Bir sarhoş arap, devesini…
Genç kız ayağında parmak arası terlikleriyle kaldırımda “bir, iki, üç” diye sayıp, caddeye iniyor, sonra kaldırıma çıkıp haritasız, konumsuz yürüyordu….
Nedeni biraz uzun… Lise son sınıfa geçmiştim. Okulun ilk günü koyun seçer gibi kılık kıyafete uymayanları ayırdılar. Duvarın önüne dizdiler….
Ne kadar dandikleşti bu pamuklar. Kayış sanki. Ah gözüm! Ovala ovala çıkmıyor gene bu rimel. Kaça almıştım? Makyaj temizleyicide de…
“Haydi, kalk çabuk olmalısın, tam beş dakikan var hazır olman için. Ben arabada bekliyorum’’ tiz ses, şimdi kulaklarında, beyninde, vücudunun tüm hücrelerinde geziyor. Hava soğuk….
Yerin üç metre altındayım. Gözlerden uzaktayım. Görünmez olmak için illa ölmek mi gerekir? Benim gibiler için ölmenin yaşamaktan farkı yoktur….
Yoldaki su birikintilerinin arasında zikzak çizerek ilerliyordum bisikletimle. Yüzüme yüzüme esen rüzgâra inat, pedallara daha sert basıyordum. Karşıdaki irili ufaklı…
Bir lanetim var. Sabahın beşinde, doğduğum andan itibaren peşimi bırakmayan bir lanet, bir uğursuzluk benimle beraber gelen. Şans ve şanssızlık……
1. Her sabah, daha gün ışımaya başlamadan kalkıp ziyarete gidiyordum. Bu sabahki gibi. Kara ayakkabılar giyinerek. Bağcık mesaisinden sonra, doğrulduğum…
Her şeyi unutup köşedeki kafeye kendimi attım. İçerisi her zaman ki gibi kalabalıktı ama neyse ki sevdiğim masa boştu. O…