
“Bazen tek bir cümle, bir ömrün taşıyamadığı duyguyu sırtlanır.”
Nesrin Erek’in kaleminden çıkan Böyle Devam Edemezsin, yaşamın kırılgan kıyılarında dolaşan, insan ruhunun en ince çatlaklarına sessizce dokunan öykülerden oluşan derinlikli bir edebi yolculuk. Bu kitap, görünüşte sıradan olanın içinde gizli derinliği fark edebilenler için yazıldı: bir kelebek sürüsünün yarattığı huzursuzluk, rüzgârla birlikte anımsanan bir kayıp, su kenarına çömelmiş bir çocuğun sessizliği, yaşlı bir kadının yıpranmış elleri… Her öykü, doğanın döngüsüyle insanın içsel evrimi arasında güçlü bir bağ kuruyor.
Nesrin Erek’in dili yalın ama içeriği katmanlı; sözleri ölçülü ama duyguları geniştir. Onun öykü dünyasında karakterler sessizce konuşur, doğa anlatının asli unsuru hâline gelir, zaman ise dairesel bir biçimde akar. Kaybetmenin, yas tutmanın, direnmenin ve iyileşmenin izlerini sürerken; okur, kendini bir nehrin kıyısında oturmuş, uzaklara bakan bir karakter gibi hisseder. Böyle Devam Edemezsin, aynı anda hem içe dönük hem evrensel, hem kişisel hem kolektif bir hafızanın parçalarını bir araya getiriyor.
Bu öyküler, sadece kurgular değil; aynı zamanda bir yaşamın, bir dünya görüşünün, bir içsel dönüşümün damıtılmış izdüşümleridir. Her satırda, yılların birikimiyle gelen bir bilgelik, doğayla kurulan içten bir bağ, insanın kendine ve başkasına karşı geliştirdiği derin empati hissedilir. Sessizliğin içindeki uğultuyu, basit bir hareketin ardındaki fırtınayı, sıradan gibi görünen hayatların içindeki olağanüstü duygusal yoğunluğu fark eden bir yazarın anlatılarıdır bunlar.
Nesrin Erek, uzun yıllar boyunca öğretmenlik yapmış bir düşünce insanı. Felsefe eğitiminin getirdiği derinlik, yaşamla kurduğu sade ama dikkatli ilişki ve yıllar içinde yazıya verdiği emek, onun anlatımında kendini kuvvetle hissettiriyor. Yazı yolculuğu çeşitli dergilerde yayımlanan öykülerle şekillendi. Bugün İzmir’in Çandarlı beldesinde, doğayla iç içe, üretken bir yaşam sürüyor. Yalnızca yazıyla değil; resim, mozaik ve el işiyle de uğraşarak çok yönlü bir anlatı evreni kuruyor. Bu estetik yaklaşım, metinlerine de yansıyor: öyküleri adeta bir tablo gibi kurulmuş, görsel ve duyusal yoğunluğu yüksek metinlerdir.
Böyle Devam Edemezsin, adını taşıdığı duygunun kırılgan ama dirençli doğasını yansıtıyor. Kitap boyunca hissedilen en temel izlek, yaşamın bütün kayıplarına rağmen filizlenmeye devam eden o küçük, inatçı umuttur. Bu kitap, yavaşlamayı, bakmayı, sezgilerle anlamayı, kalbin ritmine kulak vermeyi bilen okurlar için bir durak, bir ayna, bir nefes aralığı olacak.