https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Uzanıp kalmak istiyorum bir ikindi vakti
El değmemiş topraklarına şehrinin
Beyaz elbiseli kadınlar rakı içerken
Bazı şarkılar ölüme hazırlasın bizi
İstiyorum ki çağıldayan bir dudaktan
Aras’ı kıskandıran itiraflar dökülsün mabedime
Ama; sen yağmuru sevmezsin sevgilim
Saçların dağılır, rüzgara şiddetle karşı çıkarsın
Mikail’i karşına alıp
Düşünmek istediklerimiz miydi düşlediklerimiz?
Yoksa, düşlerin hapsettiği aciz varlıklar mıydık?
Ben bunu sana nasıl sorarım
Allah’a sormak varken
Evrenin sırlarını ve kayıp adaları sormak varken
Neden insanın yok oluşunu soruyorum ben sana
Neden tabiatın izdivacına kötülük bulaşıyor bu temasımla

İstiyorum ki,
Karanlık ve nem kokulu evlerde büyüyen
Saçaklı ve yaramaz çocukların olsun tüm güzellikler
Küstah olanları dişlerimizle temizleyelim
Lakin, olmuyor değil mi?
Ezilerek büyüyenlerin yaşamaya takati kalmıyor.
Seçmelisin duracağın deliği
Ve bilmelisin hepsinin ölümden geçtiğini

Şehirlerin birden fazla yüzü var,
Herkesin satabileceği bir şey var bu şehirde 
Hatırla, 
Kan kırmızı elvedalar bu yüzden
Dağınık çarşaflar ve uzayan bakışları aşıkların
Kuşlar mı? Evet! Evet! Onların yası
Kavimler Göçü’nden beridir diyorum
Zihnin zihnimin aynası
Ancak sevgilim, sevmezsin sen çölleri
Ellerin kuruyunca tutmaya gerek kalmaz diye başka elleri
Bir kıyıya çekilir çoraklığını izlersin kendinin
Su kalleştir, yarıklarından girer
Süzülür
Bana yoldur,
Sana yokluk
Bana aşk olur, 
Sana yoksunluk
Bir kıyaya çekilir çoraklığımı izlerim