https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Ruhunu edebiyat ve felsefe arasında konumlandıran, hiç kimseye önderlik etmediği gibi, hiç kimsenin kuyruğuna da takılmayan özgür; kendine ve dünyaya yabancı bir ruh Albert Camus.

4 Ocak 1960 yılında hayatını kaybeden Camus’nün 57. ölüm yıl dönümünde kendisi hakkında bilmiyor olabileceğiniz bazı bilgileri derledik dostlar…

1. Camus aslında tam anlamıyla bir “Fransız” değildi. Babası Fransa, Bordeaux’luydu. Annesi İspanyol kökenliydi. Kendisi ise Cezayir doğumluydu.
Camus aslında tam anlamıyla bir “Fransız” değildi. Babası Fransa, Bordeaux’luydu. Annesi İspanyol kökenliydi. Kendisi ise Cezayir doğumluydu.
Birçok Cezayirli’ye göre Camus, Cezayir’in öz evladıdır…

2. Albert Camus oldukça zor bir çocukluk geçirdi:
Babasını henüz bir yaşına gelmeden Marne Savaşı’nda kaybetti. Annesi okuma-yazma bilmeyen, kısmen işitme engelli bir temizlikçiydi. Annesi ve anneannesi ile beraber yoksulluk içinde büyüdü.

3. Camus harika bir öğrenciydi. Belki de bu yoksulluğun da verdiği azmin etkisiyle liseyi burslu kazanmıştı.
Camus harika bir öğrenciydi. Belki de bu yoksulluğun da verdiği azmin etkisiyle liseyi burslu kazanmıştı.

4. Camus genel kabulün aksine kendini bir “varoluşçu” olarak tanımlamıyordu. Kendini herhangi bir görüş ya da ideoloji ile özdeşleştirmek istemiyordu.
Camus genel kabulün aksine kendini bir “varoluşçu” olarak tanımlamıyordu. Kendini herhangi bir görüş ya da ideoloji ile özdeşleştirmek istemiyordu.

5. Felsefe diploması bulunmasına karşın benzer bir tavrı “filozof” kavramı için de sürdürüyordu. Kendini filozof olarak da görmüyordu.
Felsefe diploması bulunmasına karşın benzer bir tavrı “filozof” kavramı için de sürdürüyordu. Kendini filozof olarak da görmüyordu.

6. Buna karşın, 1934 yılında yükselen Nasyonal Sosyalizme tepki olarak Fransız Komünist Partisi’ne katıldı. Ancak daha sonra Cezayir milliyetçiliği yaptığı gerekçesiyle partiden ihraç edildi.
Buna karşın, 1934 yılında yükselen Nasyonal Sosyalizme tepki olarak Fransız Komünist Partisi’ne katıldı. Ancak daha sonra Cezayir milliyetçiliği yaptığı gerekçesiyle partiden ihraç edildi.

7. Camus sadece bir romancı değildi. Gazetecilik yapmasının yanı sıra, aynı zamanda bir oyun ve deneme yazarıydı.
Camus sadece bir romancı değildi. Gazetecilik yapmasının yanı sıra, aynı zamanda bir oyun ve deneme yazarıydı.

8. “Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır: İntihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir.”
“Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır: İntihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir.”
Camus kendi felsefî anlayışını belki de en özlü biçimde bu ifâdeyle anlatıyordu.

9. Camus buna karşın “iyimser” ve hayatı “olumlayan” bir görüşe sahipti.
Camus buna karşın “iyimser” ve hayatı “olumlayan” bir görüşe sahipti.
Kimi zaman uzun uzun intiharı düşündüğünü itiraf etmekle beraber, ona göre hayat yaşanmalıydı…

10. “Ahlâka ve insanların yükümlülüklerine dair öğrendiğim ne varsa, bunu futbola borçluyum.” diyen Camus 17 yaşında kadar futbol oynadı. Kaleciydi. Tüberküloz (verem) sebebiyle futbolu bırakmak zorunda kaldı.
“Ahlâka ve insanların yükümlülüklerine dair öğrendiğim ne varsa, bunu futbola borçluyum.” diyen Camus 17 yaşında kadar futbol oynadı. Kaleciydi. Tüberküloz (verem) sebebiyle futbolu bırakmak zorunda kaldı.
Başlangıçta öyle olmasa bile sonradan kaleciliğe geçme sebebinin ayakkabılarının daha az yıpranması olduğunu söyledi. Camus bahsettiğimiz gibi epey yoksul bir çocukluk geçirmişti.

11. Camus ilk kez 1934 yılında 21 yaşındayken evlendi. Karısı varlıklı bir göz doktorunun kızıydı. Aynı zamanda bir morfin bağımlısıydı.
Camus ilk kez 1934 yılında 21 yaşındayken evlendi. Karısı varlıklı bir göz doktorunun kızıydı. Aynı zamanda bir morfin bağımlısıydı.
Karşılıklı sadakatsizlikler sebebiyle bu evlilik iki yıl sürdü. 1945 yılında Francine Faure ile evlenen Camus’nün bu evlilikten Catherine ve Jean isimli ikiz kızları oldu.

12. Ancak bu evliliği sırasında da birçok başka kadınla ilişkisi oldu. “Kimseyi baştan çıkartmadım”, diye yazıyordu Camus günlüğüne. “Yenildim…”
Ancak bu evliliği sırasında da birçok başka kadınla ilişkisi oldu. “Kimseyi baştan çıkartmadım”, diye yazıyordu Camus günlüğüne. “Yenildim…”

13. Camus, 1946 yılında ABD’ye gitti. New York’da kaldığı süre zarfında toplamda 20 kez Central Park’taki hayvanat bahçesini ziyaret etti.
Camus, 1946 yılında ABD’ye gitti. New York’da kaldığı süre zarfında toplamda 20 kez Central Park’taki hayvanat bahçesini ziyaret etti.

14. Hayatı boyunca sigara içti. Hatta “Sigara” isimli bir kedisi vardı.
Hayatı boyunca sigara içti. Hatta “Sigara” isimli bir kedisi vardı.

15. Camus, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ilk Afrika doğumlu yazar oldu. Ayrıca ödülü kazanan en genç 2. yazardı.
Camus, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ilk Afrika doğumlu yazar oldu. Ayrıca ödülü kazanan en genç 2. yazardı.

16. 4 Ocak 1960 günü geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Yanında bulunan arkadaşı ve yayıncısı olan Michel Gallimard da hayatını kaybetti…
4 Ocak 1960 günü geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Yanında bulunan arkadaşı ve yayıncısı olan Michel Gallimard da hayatını kaybetti…
Kazanın ardından Camus’nün cebinden kullanılmamış bir tren bileti çıkmıştı. “Kader” böyle zamanlar için kullanılan bir kavramdır belki de…

17. Camus’nün ölümünün ardından, son dönemde aralarının bozuk olduğu eski dostu Sartre onun hakkında bir methiye kaleme aldı.
Camus’nün ölümünün ardından, son dönemde aralarının bozuk olduğu eski dostu Sartre onun hakkında bir methiye kaleme aldı.
Eski dosta son vefa diyebiliriz.

18. Camus’nün üzerinde bir de otobiyografik bir romanın ilk bölümü bulundu. Bu parça daha sonra kızı tarafından “İlk Adam” ismiyle yayımlandı.
Camus’nün üzerinde bir de otobiyografik bir romanın ilk bölümü bulundu. Bu parça daha sonra kızı tarafından “İlk Adam” ismiyle yayımlandı.

19. En meşhur romanı “Yabancı” iki kez sinemaya uyarlandı. İlki İtalyan yönetmen Luchino Visconti tarafından, diğeri ise Zeki Demirkubuz tarafından.
En meşhur romanı “Yabancı” iki kez sinemaya uyarlandı. İlki İtalyan yönetmen Luchino Visconti tarafından, diğeri ise Zeki Demirkubuz tarafından.
“Bazı insanların sırf normal olabilmek için olağanüstü enerji sarf ettiklerini kimse bilmez.”
“Bazı insanların sırf normal olabilmek için olağanüstü enerji sarf ettiklerini kimse bilmez.”
Düş ve düşünce dünyamıza kattıkların için sana şükran borçluyuz…