https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Türk edebiyatının ilk kadın romancısı olarak tanınan Fatma Aliye 9 Ekim 1862’de İstanbul’da doğdu. Osmanlı Devleti’nin son döneminin büyük devlet adamı, tarihçisi ve hukukçusu Ahmed Cevdet Paşa ile Adviye Hanım’ın kızı olan Fatma Aliye kendisine özel bir eğitim verilmese de ağabeyi Ali Sedat Bey’in evde özel hocalardan aldığı dersleri dinlemesi sayesinde kendini geliştirdi. Fransızca’ya duyduğu ilgi sebebiyle ders alarak bu dili çok iyi düzeyde öğrendi.

Evliliği ve Sanat Hayatı

Fatma Aliye Hanım, 17 yaşında iken 1877-78 Osmanlı Rus harbindeki Plevne Savunması ile ünlü Gazi Osman Paşa’nın yeğeni Kolağası Faik Bey ile evlendi ve bu evliliğinden Hatice, Ayşe, İsmet, Nimet isimlerini koyduğu dört kızı oldu. Evliliğinin ilk 10 senesinde ancak eşinden gizli olarak kitap okuyabilen Fatma Aliye Hanım eşinin bu husustaki fikirlerini değiştirmesiyle edebiyat hayatına Fransızca’dan yaptığı çevirilerle başladı. Çeviriri noktasındaki babasının dikkatini çekmeyi başaran Fatma Aliye bu vesileyle babasıyla fikri alışveriş ve münakaşa ederek adını edebiyat çevrelerinde duyurmaya başladı ve bu noktadaki çabaları dönemin ünlü edebiyat otoritesi Ahmet Mithat Efendi tarafından takdir edilerek Tercüman-ı Hakikat gazetesinde övüldü. Yaptığı çevirilerin ardıdan asıl şöhretini kazanacağı romancılığa yönelen Fatma Aliye ilk roman deneyimini Ahmet Mithat Efendi ile beraber yazdıkları ‘’Hayal ve Hakikat’’ adlı romanda yaşadı. Ahmet Mithat Efendi ile yaşadıkları bu deneyimden sonra aralarındaki ünsiyet kuvvetlendi ve ikili uzun süre mektuplaştı. Daha sonra bu mektubat Tercüman-ı Hakikat Gazetesi’nde yayımlandı. Fatma Aliye romanlarında sürekli kadın teması üzerinde durdu. Onun romanlarında kadın hep bireyleşme ve özgürleşme çabasında olan erkek karşısında acziyet halinde olmayan bir tipleme içerisindedir. Edebi eserlerinin yanı sıra  kadın sorunları ile ilgili de eser verdi. Kadınlara Mahsus Gazete’de kadın sorunlarına ilişkin makaleler yazdı ve muhafazakâr görüşlerden kopmadan kadın haklarını savundu. Edebiyat dışındaki uğraş alanlarından bir başkası ise yardım cemiyetleri olan Fatma Aliye Hanım 1897 yılında 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’nda yaralanan askerlerin ailelerine yardım amacıyla Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazılar yazdı ve Nisvan-ı Osmaniye İmdat Cemiyeti adlı bir dernek kurdu. Bu dernek, ülkedeki ilk resmi kadın derneklerinden biridir. Fatma Aliye Hanım, Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin de ilk kadın üyesidir. İlk Türk kadın romancı olma özelliği ile Avrupa ve Amerika basınında kendisinden söz edilen Fatma Aliye Hanım’ın “Nisvan-ı İslâm” adlı eseri Fransızca ve Arapça’ya, “Udî” adlı romanı Fransızca’ya çevrilmiştir. Soyadı yasasından sonra Topuz soyadını alan Fatma Aliye ilk Osmanlı kadın feministlerden Emine Semiye’nin ablası, tiyatro ve sinema oyuncusu Suna Selen’in anneannesidir. 2009 yılında tedavüle çıkan 50 Türk Liralık banknotların arka yüzünde resmi bulunan Fatma Aliye Hanım 13 Temmuz 1936 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Cenazesi Feriköy Mezarlığı’na gömüldü.
kaynak: Beyaz tarih