https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

“Dünyaya kardeş olarak birlikte geldik, önde arkada değil, gidelim el ele, yan yana…” Shakespeare, Yanlışlıklar Komedyası’nda kaleminden dökülenlerle sürdüğü yaşamın çelişkisini mi açık ediyordu bilinemez. Yürekten yansıyanın, sürdürülen yaşama karşı bir haykırışı da sayabiliriz belki bu güzel sözleri. Vermek istediği mesajın başarısızlıkla neticelendiği gerçeğini saklamaya lüzum yok oysa. Böyle olduğunun ve daima olacağının kendisi de farkındaydı kuşkusuz.

Beşeri Bilimlerin tahakkümün elinde birer silaha dönüşmesiyle literatüre yerleşen “normal” kavramı insanı bir nebze düzene sokabilmişti sokabilmesine ancak her şifa kaynağı ilacın sinsi yan etkisi gibi düzen farklı noktalardan sinyaller vermeye başlamıştır zamanla. Bu gerçekle bir tek son dönemde dünya üzerinde yaşananlarla yüzleşmiyor, türlü mecralarda da karşılaşıyoruzdur üstelik.

Entelektüellerin birdenbire arenadan çekilmesiyle ortamı anlamsız sesler ele geçirmiştir. Yorumlama kabiliyeti dağarcıkların çekmesiyle kıtlaşmış, saklamak anlamsız, yorumlanabilecek ele avuca sığar bir yoruma da rastlanamaz artık. “Basit sözcükler, basit cümleler” söylemidir son dönemi tutsak eden aptallaştırıcı anlayış ve hayal gücünün buhran dönemlerinde kıvılcım alması dahi bir fırsat doğuramıyordur artık yaratıcı benliklere. Anlayışın fukaralaştırılması yanında gerçeklerin katlanılmaz düzeye ulaşması şiiri de bir sızlanma seansına dönüştürmüştür âdeta. İnsanlığı şiir ve aşk kurtaracaktır, diye safdille ve bir son umutla haykırılan sesler de anlamsız seslerle birebir örtüşüyor, kaybolup gidiyordur yankılanmadan. Yürek yerine hastalıkla bağ kurmuştur artık lirik; anlamsız sesler…

Anlamsız sesler; çoğu aydının dilinde “çağı yakalamak” olarak adlandırılıp genele uyuluyordur sorgusuz sualsiz. Ama zaten kendiniz olabildiğiniz ölçüde özgürsünüzdür ve özne kim olduğu bilincine erişemediğine göre aritmiye yakalanmış bir yaşamda savrulup durmanın da kıymeti yoktur işte. Akıllı olduğunu ileri süren insanın anlamlandırma kabiliyetinden yoksunluğu, doğa ana tarafından açgözlü insan yaklaşımıyla karşılık bulmaktadır. Devasa ama anlamlandırılamayan seslerle karşılık vermektedir doğa ana. Seslerin karşılığı tükeniştir, buhrandır, yok oluştur…