Gamze Arslan’ın Kanayak adlı öykü toplamında yer alan ‘Eğe’ öyküsü ise kanımca bir yandan kadıncıl bir yeryüzüne bizi taşıyabilecek kimi bilişsel izlekleri bakımından ‘Manıklar’ öyküsünün bıraktığı yerden devam ederken,
Yazarın eserlerinde, zamanı eğip büktüğünü ve adeta mobius eğrisine çevirdiğini belirtmiştik. Bu öyküsünde ise zaman adeta “Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece,”der gibi doğrusal ele alınmış.
İnsanın yaşam döngüsünün en ışıltılı, en görkemli, en umut ve hayal dolu zamanı; gençlik… Artık bir yetişkine bağlı kalmaksızın kararlar alınabilen, uygulanılabilen, ancak bu kararların sonuçlarına da katlanma riskini göze almak gereken bir dönem.
Tabiri caizse tarafsızlıkta çığır açan, hiciv sanatını arşa çıkaran, liberal demokrasiye kafa tutan yazar bu romanında da metafor olarak körlük olgusunu kullanmıştır.
Ece Ayhan’ ın öykü kitabını okumaya başlamadan evvel poetikanın etkilerini öykülerde de rahatça görebileceğimizi düşünmüştüm. Bir şairin elinden çıktığı hafif hafif hissediliyor gibi, ancak zannettiğim kadar da belirgin değil.
Öykülerinde olay, başka kişileri buluşturan ve başka pencerelerden yorumlanan yardımcı bir unsur gibi daha çok.Yaşananlardan ziyade bıraktığı iz üzerinde gidip gelmemizi ister gibi yazıyor öykülerini.
Bir diğer detay klişe bir aşk hikayesi. Su gibi bir dille yazılınca o bile sırıtmıyor. Aziz Bey’in gelip geçici ilişkilerinden farklı olarak Maryam’a tutkusu geniş bir yer bulsa da esas hikaye onlarınki değil.
Sevgili, konu itibarıyla bir aşk hikayesi gibi görünse de arka planda yazarın aile yaşamına ve dönemin toplumsal algılarına dair ciddi bilgiler içerir. Biraz satır aralarında gezinerek size romanın diğer yüzünü de göstermek isterim:
“İvan İlyiç’in Ölümü” adlı romanın içeriği, zengin ve soylu bir ailenin çocuğu olan Tolstoy’un hayatının anlamını bulma yolundaki çırpınışlarının ve ailesinin bu çırpınışları anlayamamasının adeta bir izdüşümüdür.
1852’de ünlü bir Rus edebiyatı dergisinde yer alan bu eser Tolstoy’un ilk eseri. Eserin ilk ortaya çıkış hikayesini ise okuduğum Cumhuriyet Kitapları-1899 basımının önsözünde kısaca belirtmişler.