Mutluluk. Mevsimsel alerji dedi aile hekimi, bir de faranjit: bir ton ilaç, sprey, gargara. Kırmadı, yazdı, boyun-beyin için kuvvetli bir…
Bana yalan söyle. İzin veriyorum. Bu özgürlüğü hak ediyorsun. Beni atlatma, kandırma çabanı görüyorum. Gençliğine saygım sonsuz. Anne olmayı bilmiyorum….
Deniz Hastanesi’nde. Şişhane’ye yirmi dakika sürüyor yürüyerek. Minicik evimiz. Sığdırıyoruz kendimizi adımlarımızı küçülterek Kevser’le. Kahırlanmak çare değil. Taşınmak için kredi…
Biz balkonda oturuyorduk Memur Bey. Eşimle birlikte. “Eski mi deseydim acaba? Neyse ne, sanki ben biliyorum da ne olduğumuzu” Hava…
Bugün hava çok rüzgârlı. Hani sen hep derdin ya, “Saçların yine çok uzamış, baksana rüzgârdan karman çorman olacak” Ben de…
Gün öğlen vakti ışıl ışıldı. Göğün kuzey batısında, öbek öbek kararıp aydınlanan bulutlar nisan yağmurunun habercisiydi. Sandalyesini alıp bahçeye çıktı….
elinde bir zarf, yüzü gergin belli ki önemli bir evrak taşıyor bu sefer, kollarını sallamadığına göre. belli, endişesini gizlemeye çalışıyor…
Elma armut parolasıyla saklandığım taş duvarın ardında, herkesin beni aramasının hazzını ne ebê ne de sobe olmaya değişmezdim… Ta ki…
Henüz küçük bir sahil kasabasına yerleşmemişlerdi. Henüz birbirini bulmuş iki aşık değillerdi. Deli de olmadıkları bilinirdi. Ama hep kavgacıydılar, itiraz…
Son tabloyum ben. Bir ressamın bitiremediği, yarım bırakmak zorunda kaldığı son tablo… Fırça darbelerini tuvale vurduğu anda doğumum başladı. Gözlerimi…