
Sevgili okur,
Yeni bir yıla girerken söylenen cümlelerin çoğu tanıdık gelir insana. İyi dilekler, yeni başlangıçlar, temiz sayfalar… Ama bazı yıllar, bu cümlelerin içini doldurmak için biraz daha durmak gerekir. Çünkü her yeni yıl, yalnızca geleceğe açılmaz; aynı zamanda geride kalanların içinden geçerek gelir. Bu yüzden bu metin, sana aceleyle söylenmiş bir “mutlu yıllar”dan ibaret değil. Daha çok, yanına oturup birlikte pencereye bakmak gibi. Dışarıda hava nasıl olursa olsun, içeride bir ışık yakmak gibi.
Geçen yılın yükünü hâlâ üzerinde taşıyor olabilirsin. Bu çok normal. Bazı yıllar biter ama içimizde kalır. Bazı yorgunluklar takvimle birlikte gitmez. Ama bil ki yorgunluk, her zaman tükenmişlik değildir. Bazen yorgunluk, yaşadığını gösterir. Denediğini, çabaladığını, vazgeçmediğini. Bu yüzden yeni yıla girerken kendinden her şeyi geride bırakmanı istemiyoruz. Bazı şeyleri yanında getir. Bazı duyguları, bazı cümleleri, bazı yarım kalmış düşünceleri. Çünkü umut, her zaman sıfırdan başlamaz. Bazen kaldığı yerden devam eder.
Edebiyat da böyledir. Her metin bir başlangıç değildir; bazen bir sürdürme hâlidir. Bir düşüncenin, bir duygunun, bir arayışın devamı. Bu dergide okuduğun yazılar da böyle. Büyük iddialarla değil, küçük ama sahici adımlarla ilerler. Çünkü biz inanıyoruz ki edebiyat, dünyayı bir gecede değiştirmez ama insanın dünyayla kurduğu ilişkiyi dönüştürebilir. Ve bu, azımsanacak bir şey değildir.
Yeni yıl, sana daha mutlu olmanı emretmiyor. Ama sana şunu fısıldıyor olabilir: Dikkat et. Bak. Gör. Çünkü umut, çoğu zaman büyük olaylarda değil; küçük fark edişlerde saklıdır. Bir cümlede durup kalmanda, bir kitabı bitirdikten sonra bir süre sessizleşmende, bir metni okurken “ben de böyle hissetmiştim” demende. Umut, her şeyin yoluna girmesi değildir; yolun hâlâ açık olduğunu hissetmektir.
Bu dergi, tam da bu hissin etrafında duruyor. Burada metinler, seni ikna etmeye çalışmaz. Sana ne düşüneceğini söylemez. Ama yanında durur. Bazen bir adım geride, bazen tam karşısında. Okur olmak burada yalnız bir eylem değildir. Bir metni okurken, o metni yazanla görünmez bir bağ kurarsın. Bir cümle seni yakaladığında, bil ki o cümle bir yerden yola çıktı ve sana geldi. Bu yolculuk başlı başına bir umuttur.
Yeni yılda her şey kolay olmayacak, bunu biliyoruz. Ama her şey zor da olmayacak. Hayat, her zaman tek bir renkten oluşmaz. Arada hafifleyen günler olacak. Beklemediğin anlarda gelen iyi haberler, küçük sevinçler, içini ferahlatan karşılaşmalar… Edebiyat, bu anları büyütmez; ama görünür kılar. Onların fark edilmesine yardımcı olur.
Bu yüzden yeni yılda senden büyük sözler vermeni istemiyoruz. Daha çok yaz, daha çok oku, daha iyi ol… Hayır. Senden yalnızca şunu istiyoruz: Kendine karşı biraz daha nazik ol. Okuduklarına zaman tanı. Yazdıklarına sabır göster. Bir metni anlamadığında hemen vazgeçme. Bir cümle sana uzak geldiğinde, belki de henüz zamanı gelmemiştir. Metinler de insanlar gibidir; her karşılaşma aynı derinliği taşımaz.
Bu dergi, yeni yılda da umutlu olacak. Ama bu umut, gözleri kapalı bir umut değil. Bakmayı bilen, soru sormaktan korkmayan, gerektiğinde susabilen bir umut. Çünkü umut, her zaman yüksek sesle konuşmaz. Bazen bir cümlenin sonuna konan nokta kadar sakindir. Ama oradadır.
Yeni yıl, bir eşik. Eşikler acele edilerek geçilmez. Bir an durulur, arkaya bakılır, sonra içeri girilir. Sen de öyle yap. Geçen yılın içinden öğrendiklerini cebine koy. Kaybettiklerini kalbine. Ve içeri gir. Tamamen yenilenmiş olmak zorunda değilsin. Biraz daha açık, biraz daha meraklı olman yeterli.
Sevgili okur,
bu yazı sana şunu söylemek istiyor: Yalnız değilsin. Okurken, düşünürken, anlamaya çalışırken yalnız değilsin. Bu sayfalarda, seninle aynı soruları soran, aynı duygularda dolaşan metinler var. Ve yeni yılda da burada olacaklar.
Yeni yıl, her şeyi değiştirmeyebilir. Ama bazı şeyleri mümkün kılabilir. Bir cümleyi. Bir karşılaşmayı. Bir başlangıcı.
Bu da umut için yeterlidir.
Yeni yılın, sana iyi gelen kelimelerle dolsun.
Ve biz, burada olmaya devam edelim.