https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Bazı kitaplar kendini okura açık etmez hemen; bir tür içsel hazırlık ister, kendine has bir ritmi, bir dili vardır çünkü. Bir Lisan-ı Tuhaf ile Münasip Hikâyeler, tam da böyle bir kitap. Mehmet Deniz’in ilk eseri olan bu kitap, sekiz öyküden ve her öykünün eşiğinde duran şiirsel geçişlerden oluşuyor. Ancak sıradan bir öykü kitabı değil bu. Aynı anda hem kırılgan hem sarsıcı, hem nahif hem isyankâr bir sesle yazılmış metinlerle karşı karşıyayız.

Kitabın ilk cümlesinden itibaren, okuru tanıdık olmayan ama bir şekilde derinden bildiği bir atmosfere taşıyor yazar. Zamanın doğrusal akmadığı, anlatıcıların sabitlenemediği, gerçekliğin ise durmadan şekil değiştirdiği bir evrende ilerliyoruz. Bu öykülerde dünle bugün, rüya ile uyanıklık, kutsal ile bayağı olan, acı ile alay aynı cümlede yan yana durabiliyor.

Mehmet Deniz, okuru kolayca rahat ettirmeyen bir yazar. Onun anlatıcıları kesin konuşmaz, nokta koymaz; cümleleri uzar, kıvrılır, sorgular, kendi kendine itiraz eder. Zira burada mesele bir olay örgüsünden çok, bir sezgi dili kurmaktır. Yazar, kimi zaman İsa’nın çölde inzivaya çekildiği bir geceye götürür bizi; orada fısıldanan bir uğultunun, bozulmuş bir sessizliğin içindeki metafizik gerilimi duyumsatır. Kimi zaman ise kendi iç sesiyle cebelleşen bir karakterin zihnine hapsoluruz; yalnızlıkla, inançla, reddedişle, çabayla ve hep biraz da boşlukla.

Her öykü kendi başına bir mikrokozmos. Aralarındaki şiirsel geçişler ise sadece metinsel değil, aynı zamanda ruhsal bir eşik yaratıyor. Bu şiirler, anlatılar arasında yalnızca bir köprü değil; aynı zamanda metnin kendini yeniden doğurmasının, öyküden öyküye akan varoluşsal bir damar gibi işliyor.

Bir Lisan-ı Tuhaf ile Münasip Hikâyeler, din, mit, varoluş, zaman ve dil gibi büyük temaları kişisel kırılmalarla harmanlıyor. Yazarın lisanı zaman zaman kasıtlı olarak ‘tuhaf’laşıyor; çünkü bu tuhaflık, aslında modern insanın iç çarpıklığını yansıtmak için seçilmiş bilinçli bir anlatım biçimi.

Bu kitap, kolay tüketilen, bir oturuşta sindirilen metinlerden değil. Her öykü, her geçiş, her cümle, tekrar tekrar okunmayı, üzerinde durulmayı talep ediyor. Yazar, ilk kitabında cesur bir denemeye girişiyor ve sıradan hikâyelerin çok ötesinde, edebi ve düşünsel bir alan açıyor kendine.

Mehmet Deniz, Bir Lisan-ı Tuhaf ile Münasip Hikâyeler ile okura alışılmadık bir anlatı deneyimi sunuyor. Öykü severlerin yanı sıra şiirle düşünmeyi seven, metinlerin altındaki metni duymaya meraklı okurlar için de güçlü ve benzersiz bir ilk eser.